29 Nisan 2010 Perşembe

Ayaklı kütüphane sanal kütüphane


Dünün ‘Hafızıkütüb’u ile bugünün ‘Internet’inin kaygısı ortak: sınırsız hizmet, bilgiyi derlemek, isteyene sunmak. SERDAR KÂTİPOĞLU * Geçmişte kütüphaneleri Hafızıkütüb yönetirdi. Alim kişiydi. Ama daha da ötesi Hafızıkütüb kütüphanedeki kitapların içeriklerini ezbere bilen kişiydi. Asıl işi kütüphaneye kitap sağlamak, koleksiyon oluşturmak ve onları okuyucuya sunmaktı. Hafızıkütüb bununla yetinmezdi. Toplantılar düzenler, kitapları ezbere anlatırdı; dersler verirdi. Okuyucular aynı zamanda dinleyici idiler. Kaygı, bilgiyi aktarmak. Kütüphanelerin kutsal sessizliği yerine göre kitabın sesine dönüşürdü. Kitabın içeriği kağıttan çıkardı. Kendine yeni ortamlar bulur, okuyucusuna ya da dinleyicisine, daha doğrusu onu isteyene ulaşırdı. Bu işi en iyi ‘Ayaklı Kütüphane’, yani Hafızıkütüb yapardı. Belleği büyük ve kuvvetli idi. Yakın geçmişte her şey kağıt aracılığıyla topluma sunulurken bugün elektronik ortam kağıdın yerini aldı. Elektronik ortam bizlere dev Hafızıkütübler yaratma olanağı vermiştir. Bellekleri çok çok büyüktür. Bu, Alaeddin’in lambasının ve cinlerinin çoğalmasıdır. Büyük elektronik bellekler her türlü dileğinizi yerine getirebilir. Onlar da ataları gibi bilgiyi içinde barındırır, eğer isterseniz onları size sunar. Onlar tıpkı geçmişte olduğu gibi kütüphanelerde yaşar.
Bilgi teknolojileri sayesinde,

bugün bilgi elektronik ortamda
üretiliyor ve kullanıma
sunuluyor.
Binlerce elektronik dergi İnternet üzerinden kullanıma açıldı. Tek tuş ile yeni ve eski tüm sayılarına ulaşabilirsiniz. Gerekirse makaleleri elektronik mektup ile başkalarına da gönderebilirsiniz. Ansiklopediler yine en güncel haliyle bilgisayarınızdadır. Özel konu veri tabanları zamanınızı en ekonomik biçimde kullanmanızı sağlar. Akademik denetimli Internet sayfaları sizleri ‘Enformasyon Kirliliği’nden korur. Lambanın cinleri iyi ellerdedir. Sahiplerinin, yani kütüphanecilerin istekleri doğrultusunda cinler adım adım ‘Sanal Kütüphane’yi kurmaktadır. Kütüphanelerin mesai saatleri değişti. Kütüphaneler günün 24 saati, haftanın 7 günü açık. Eğer üye iseniz kütüphaneye gelmenize de gerek yok. Verilen kimlik numarası ile Internet üzerinden kütüphaneye erişir ve tüm bilgi kaynaklarını kullanırsınız. Geciken kitabınızı evden uzatır, gerekli kitabı ayırtabilirsiniz. ‘Sanal kütüphane’ duvarları ortadan kaldırdı. Fiziksel uzaklık artık yok. Kütüphanenin sessizliğini isterseniz evinizde yaratabilirsiniz. Dünün ‘Ayaklı Kütüphane’si ile bugünün ‘Sanal Kütüphane’sinin kaygısı ortaktır: Sınırsız hizmet vermek, bilgiyi derlemek ve bilgiyi isteyene sunmak. En inatçı davranan kitaplar da sonunda ikna oldular. Elektronik ortamda ortaya çıktılar. Hemen hemen klasiklerin büyük bir kısmı Internet üzerindedir. Kütüphanenin katalogunu Internet üzerinden taradığınızda önce kitabın künyesi ekranda belirir. Son tuş hareketiyle de kitabın tümü ekranda belirirse hiç şaşırmayın. Her alanın temel kitapları artık gözünüzün önündedir. Yeni basılan kitapların elektronik versiyonları da piyasada satışa çıktı. Kütüphaneler bu elektonik kitapları koleksiyonlarına eklemeye başladılar. Bu sürecin sevindirici başka özellikleri de vardır. Kitap ve derginin yıpranma ve kaybolma sorunu ortadan kalkmıştır. Ayrıca, aynı kitabın birden fazla kopyasının alınmasına da gerek kalmamıştır. Kitabı raftaki yerinde bulamadım diye hayıflanmak artık geçmişte kalacaktır.
Görsel ürünler ve özellikle müzik koleksiyonları oluşturmada olağanüstü bir şans
yakalandı. Görsel ürünler elektronik ortamdadır. Artık gözden ırak değildirler. Makaleler dışında müzik notalarını da içeren veri tabanları halen kullanımdadır. Müzik kayıtları şu an Internet üzerinden dinlenmektedir. Gerçi bu ticari açıdan tartışmalı bir durum yaratmaktadır. Müzik kayıtlarının veri tabanları şeklinde kütüphanelere satılması bu sorunu olumlu yönde çözecektir. Teknolojinin cazibesi bazen yerine getirilmesi gereken hukuki kuralları gözardı ettirmekte.
Internet kitap ve derginin dışında yeni bir tür bilgi kaynağı yarattı: Internet ‘WEB’ sayfası. Bu sayfaların içeriği
doğru olanları, bilimsel olanları tıpkı kitap gibi kataloglanıp gerekli bağlantıları kütüphane kataloglarına konuldu.
Sanal kütüphanelerin söz konusu nitelikleri, Internet üzerinden öğretimin başlamasını da ateşledi.
Kütüphaneciler ve kütüphaneler ‘Bilgi Toplumu’nun öncüleridir. ‘Bilgi Toplumu’ tam anlamını Sanal
Kütüphanelerde bulmaktadır. Türk kütüphanecileri dünyadaki meslekdaşlarıyla aynı zaman diliminde ‘Entelektüel
Teknoloji’yi bilimin ve toplumun hizmetine sundular. Bu başarının perçinlenmesi çok daha fazla Türkçe veri
tabanının oluşturulmasına bağlıdır.
Unutmayalım ki Sanal Kütüphaneler iki temel hak çerçevesinde bilgiyi sunar: Birincisi, bilgi toplumunda en
temel insan hakkı bireyin bilgiye erişim hakkıdır.
İkincisi ise bilgiyi üretenlerin hakkı, telif hakkıdır.
* İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphane Müdürü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder