29 Nisan 2010 Perşembe

Kütüphaneleşen Google


Aşırı kağıt kitap düşkünlerinin bile heyecanlandığı bir an. "Duydun mu Google dünyadaki bütün kitapları veriyormuş?" Bugüne değin, aşırı kağıt kitap severliklerinden yayınlarla ilgili teknolojik gelişmeleri görmeyen ya da bir şekilde görmek istemeyenler, şimdi çok heyecanlı. Her ne kadar Google kitapların künyelerini toplu olarak vermeye başlasa da ve uzun dönemde de kitapları baştan sona tüm sayfalarıyla verecek olsa da, bu gelişmeler konuyla bir parça ilgili olanların pek yabancılık çekeceği noktalar değil. Halbuki evrensel ve yerel kütüphaneler, buna Türkiye'dekiler de dahil, kitapların hatta dergilerin toplu kataloglarını zaten oluşturmuşlardı.
Gutenberg projesi ve benzeri diğer uygulamalar, süre ve varissizlik gibi nedenlerle telif yasası kapsamına girmeyen kitapları kamunun erişimine ücretsiz sundu. Yalnız şunu da bilmeliyiz ki, elektronik olan veya olmayan kaynakların çok büyük bir kısmı hâlâ yayıncı ve dağıtıcı şirketlerin denetimindedir ve paralıdır. Ödeyeni de kütüphanelerdir.
Bilgi toplumunda insan hakları kavramı şu iki öğeyi de başat olarak içeriyor. Birincisi, bilgiye erişim hakkı. Herkes bilgiye erişmeli. İkincisi, bilgiyi yaratanların hakkı, bilgi üreticilerinin hakkı. İnsani ve ekonomik bu haklar, Türkiye'de de uygulamaya konan telif yasası güvencesi altındadır.
Akademik Google
Bugün olanlar ise şudur: 29 uluslararası dergi şirketi bir araya gelip "Cross-Ref-Search" adı altında bir birliktelik oluşturdular. Google ise bir arama motoru olarak bu oluşumun tüm makale künyelerini bir defada arayıp kullanıcıya sunacak. Makaleleri değil. Google bu uygulamada karşımıza 'Google scholar-beta' olarak çıkıyor. Yani akademik Google.
Yine ABD'nin dev kütüphaneleriyle yapılan anlaşmalar sonucu bir küresel kütüphane kataloğu oluşacak. Bir diğer çalışma bu kütüphanelerin derlemesinde bulunan ve telif yasası kapsamına girmeyen kitapların e-kitap haline dönüştürülmesi ve erişime açılması.
Burada önemli olan, bir kimsenin internette arama yaparken eskisinden farklı olarak aynı zaman diliminde kütüphane kataloglarını ve e-kaynakları da tarayacak olmasıdır. Kütüphaneler isteyen hatta istemeyen herkesin ayağına kadar gelmiş, gözünün içine bakıyor. Bu gelişmeler kütüphanelerin kamuoyundaki popülaritesini artıracak. Bu olguya ekonomik ve akademik niteliklerinin dışında entelektüel teknolojinin gelişimi olarak baktığımızda; kütüphaneler uzunca bir süredir zaten bu yolda ilerliyorlardı. Enformasyon ve entelektüel teknolojilerin yaratıldığı ve geliştirildiği laboratuvarlar gibiydi. Otomasyon sistemlerinin yaratılması, e-kitap, e-dergi veri tabanlarının oluşturulması ve erişim standartlarının belirlenmesi çok büyük atılımlardır. Çeşitli 'arama motorlarıyla' işbirliği yaparak akademik içerikli aramaların yapılması ve son olarak da veri tabanlarının e-kaynakları arasında interaktif bağlantıların kurulması olağanüstü gelişmelerdir.
Sürekliliğin zirvesi
Yukarıda belirtilen bu son gelişme hipertekst kütüphanelerinin de oluştuğunun bir göstergesidir. Sürekli devrimin de son zirvesidir. Bu kadar içerikli, yoğun ve hızlı teknolojik gelişmeler kütüphanelerin tanımını da tekrar gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor. Onun için kütüphane sözcüğünün yanına mutlaka açıklayıcı tanımlar ekliyoruz. Sanal kütüphane, dijital kütüphane, kütüphane ve enformasyon, kütüphane ve e-kaynaklar gibi. Ya da enformasyon merkezi, bilgi merkezi, enformasyon kaynakları merkezi ve bilgi yönetimi gibi yepyeni tanımlar.
Bazılarının düşündüğü gibi Google'laşma kütüphanelerin sonu değil tam tersi sürekliliğin yeni zirvesi. Onun için, iyi niyetle de söylense kütüphaneler küllerinden doğmuyor, kendi sınırlarını aşıyor. Yazılar, düşünceler, resimler, notalar fizikselliklerinden firar ediyor. Bu kaçış ise onları isteyenlerin her zaman erişebileceği ortamlaradır, sanallığadır.
Sanallıkta esnekleşen, başlılık ve sonluluktan kurtulan, sayfalarından sıyrılan kitaplar artık bir başka tür oluyorlar. Bu ortamda farklı kitapların benzer bölümlerinin birbiriyle buluşup kenetlenmesi sonra tekrar ayrılması. Yazı, müzik, görsel gibi farklı kaynakların biraraya gelebilme olanağı ve ortamı bize bir şeyi hatırlatıyor. Bu Borges'in sonsuzluk kütüphanesidir. Kütüphaneleşen Google, Borges'in sonsuzluk kütüphanesinin labirentlerinden biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder